Güneş Ekilen Saçlar


Zaman doğumla ölüm arasında yayını çizerken
Bir fırtına sessizliği çökmüştü güzel yurduma
Akrep dokuz, yelkovan beş rakamını ezberlemişti
Sen güneş sarısı saçlarınla
Ebediyeti süslemiştin.
Yüreğimi peşinden sürükleyip
Toprağın emanete olan sadakatini
Bir defa daha,
Bizlere ezberletmiştin…

Güneş ekilen saçların arasından
Mavi bakışlarınla yurdumu aydınlatırken
Ben seni,
Doğrusu sen de bulduğum beni sorguladım…

Zamanlar,
Vatanın bağrına hançerin dayandığı zamanlardı.
Sen yürek olmuştun içimde
Ben esarete ram olmaya yüz tutmuşken
Haykırmıştın,
Sana esaret yakışmaz diye…
  
Zaman
Vatanın bağrına hançerin dayandığı zamandı,
Benim çaresizliğimden
O nazlı bayrak içli içli ağlardı.
Sonra bir ses koptu
Senin engin yüreğinden
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
  Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini”

Doğrusu o günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Her sabah güneşi seyreyledim.
Gelecek muştucuyu
Kurtarıcıyı bekledim.
Doğrusu en çok ta sen
Samsun da doğan,
Sivas’ta parıldayan
Ankara’dan bir hançer olup
İzmir’e karanlıkları gömen
Anadolu’nun ışığıydın
Dahası,
Esaretlere tutsak gönlümün
Kurtarıcısıydın.
  
Şimdi ben her saate baktığımda
Zamana tutsak gönlümün kurtarıcısını arıyorum.
Her dokuz rakamında
Seni bir kez daha yaşıyor
Güneş sarısı saçlarınla
Vuslata ermiş olan seni
Doğrusu, sende kaybolan beni buluyorum.
Ben vatan oluyorum.
Ben seni yeniden yaşıyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder