Alparslan’ca Haykırış


Üstte mavi gök,
Altta yağız yer var edildiği zaman
Böyle demişti Atam Bilge kağan...

Ergenekon’da demir döven ellerim
Bozkurt edasıyla cihana haykırırken
Aktım Kürşat’ça Çin’in Bozkırlarına
Ötüken’e bakan özlem dolu gözlerinde
Hediye eyledim surları bugünün geyşalarına…

Adımı Oğuz koydum,
Yirmi dört rakamını cihan benimle öğrendi…
Mete diyorlardı Urumçide
Afrasyab oldum Fariside
Atilla denirken adıma
Diz çöktüler Roma önlerinde…
  
Sevgililer sevgilisinin adını duydum…
İl’a-yı Kelimatullah bildimki benim yolum…
Bir puslu gecenin aydınlık şafağında
Rahman’ı haykırdım dedem Saltuk Buğra Kağan’la…

Yesevi ocağında pişen yüreğimle
Alparslanca Anadolu’ya aktım…
Süleyman Şah’ın otağında pişen aşımla
Kılıç Aslan dendi adıma…
Bozkurt adını Salibin alnına yazdım…

Canların canı Canım İstanbul’u
Kucakladım sevdamla…
Bu sevdayla adımı buldum,
Ben Fatih oldum…

Çanakkale’de destanlaşırken Mehmet’çe,
Şahin oldum kefen bayraklı kalede…
Karayılandım sarımsak tepede…

Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Bulunur elbet kurtaracak bahtı kara maderini

Diyecek cesarette haykırdım ordulara
İlk hedefiniz Akdeniz diye
Ordular yürürken muzafferen ileri
Adımı Mustafa Kemal diye ezberledi garbın elçileri…
  
Sonra, sonra koca Anadolu’ya ölü toprağı saçıldı,
Atsız oldum tabutluklarda
Filizlenmeden daha taze bedenim,
Şahadet şerbetine gark oldum…

Her tükeniş yeni bir diriliştir bende
Ben adımı Türk koydum…
Anadolu’nun kapısını açan adımla
Türkoğlu Türk
Alparslan oldum.

Varsın üç beş soysuz konuşsun kendince
Sanmayın, sanmayın ben öldüm,
Atan bu kadar can da
Bilin ki ben yeniden doğdum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder